ANA MI HALA MI?
Yıllar önce , ışıldayışlarına tanıklık ettiğim ilk yıldızlarımdan birinin annesiydi Melek. Hemşireydi, heyecanlıydı, güzeldi,
büyük, kocaman ve onu sevgiyle saran bir ailesi vardı.
Altı kardeşlerdi. 4 kız , 2 erkek... Melek'in oğlu olacaktı. Tüm süslemeler mavi, kapıda adı, başucunda şekerleri, herkeste ayrı bir heyecan...
Ama Melek'in büyük erkek kardeşinde bambaşka bir duygusallık vardı. Yüreği gözlerinde atıyordu sanki. Ablası doğum yapacak, o da "dayı" olacaktı. Yeğeniyle geçireceği günlerin hayali vardı bakışlarında...
Bu heyecanı fotoğraf karelerine yansıtırken ben, doğum oldu, bir minik paşa bu güzel aileye katıldı.
Yıllar yıllar kovaladı. Tatlı dayımızın baba olacağı haberi geldi Melek Hanım'dan, ikiz prenseslerin fotoğraflarını çekecektim, bu güzel aileye katılacak yeni bireyler, yine ben, ne büyük mutluluk!
Onlara kavuşma hikayesi biraz yıpratıcı. Bebek sahibi olmak güzel, bir o kadar da masraflı. Tetkikler, tahliller... Masraflar artınca dayımız yurtdışına çalışmaya gider. Kızlarına daha iyi bir gelecek sağlayabilmek için çok çalışır. Eşini Ankara'nın en saygın , en tecrübeli doktorlarından birine emanet etmiştir...
Dayımız, zaman içerisinde yurtdışında da çalışkanlığıyla takdir görür, projelerde adından söz ettiren bir kişi olur. İhalelere girer, kazanır. Alnının teriyle teslim eder girdiği her işi.
Fakat her sektörde olduğu gibi, başarısı çekilemez, kabullenilemez bir hal alır.
Şimdi anlatacak olduklarımı okumak istemeyebilirsiniz, isterseniz hikayeyi burada bırakabilirsiniz... Her hikaye mutlu devam etmiyor çünkü...Buradan sonrasını merak edenler için hayat şöyle akıyor:
Tebrik edilmek için çağırıldığı yerde, rakipleri tarafından bıçaklanır güzel dayımız... Kızlarını göremeden göçüp gider bu hayattan...
Eşi dayanamaz acıya, erkenden dünyaya getirir yavrularını. Öyle ya , yaşamanın bir anlamı yoktur artık...
İkiz prenseslerden biri, 1 kilonun altında dünyaya gelir tam 27.haftada. Ama babalarının gücü vardır onlarda. Aylarca kuvezde yattıktan sonra büyük bir azimle tutunurlar hayata.
Fakat anneleri kabullenemez olan biteni, hatta onları da. Emzirmek istemez, görmek, seslerini duymak istemez. Almaz kızlarını yanına...
Sonra ne mi olur?
Güzeller güzeli Melek anne, müthiş bir kardeştir, haladır, candır. Basar bağrına kızları, tüm aile, iki minik kıza kocaman birer hayat verir.
Babaanne, canını dişine takar, bir yanda acısı taptaze içinde dururken, yavrusundan kalan emanetlere iyi bakma sözü verir kendine, diğer hala, halalar, amca, hepsi yüreğine taş basar, canla başla bu güzel kızlara sağlıklı birer ömür vermek için hayata tutunurlar.
Kızların isimleri mi? O da bana kalsın ama umudu, gerçekleşen bir masalı anlatan, anlatacak olan ömürlük adları var.
Sen bir tanesin Melek hala, iyi ki çıktın karşıma, iyi ki sizin gibi harika bir aileyi tanıdım .Sayenizde bir kez daha inandım iyi insanların varlığına, seviyorum çok, iyi ki...
Not: İsimler uydurmadır, anlatılanlar yüzde yüz gerçek...
Comments